Serkan Şerefhanoğlu, 1 Mart 1980’de Van’da doğdu; ancak asıl yolculuğu, İstanbul’a taşındığında başladı. Küçük yaşlardan itibaren sanata olan tutkusunu her kâğıtta, her kalemde, her elektroniğin içinde keşfetti. Okul yıllarında, kendi yaptığı maketler ve tasarımlar çevresindekilerin dikkatini çekti. Henüz 11 yaşında bir çocukken, çürüyen bir buzdolabı parçasından icat ettiği klima, onun yaratıcı dehasının ilk örneğiydi.
Çok genç yaşta, ailesinin matbaasında çalışmaya başlaması gerekti; ancak bu, onun hayallerinden vazgeçmesine neden olmadı. Grafik tasarımda kendini hızla geliştirerek dünya markalarıyla çalışmaya başladı. 30 metrekarelik bir atölyeden, Türkiye’nin en büyük üretim alanlarından birine ulaşarak sektörde adını altın harflerle yazdırdı.
Ancak Şerefhanoğlu’nun hikâyesi burada bitmedi. İçindeki sanat tutkusu hiç sönmedi, aksine büyüdü. Kendi fabrikasından çıkan atıklardan muazzam tablolar yaratarak, sürdürülebilir sanat akımında üretimlere başladı. Her bir tablosu, sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda dünyaya verilen bir mesajdı. COP 29 ve COP 16 gibi prestijli zirvelerde Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etti. UNESCO’nun dünya hazinesi olarak kabul ettiği Göbeklitepe, Efes ve Nemrut Dağı gibi tarihi yerleri eserlerinde konu olarak işledi.
2025 yılı Haziran ayında, Lacoste için yaptığı tablolar Louvre Müzesi'nde açık artırmayla satılacak ve elde edilen gelir çocuklara bağışlanacak. Başakşehir Futbol Takımı’nın futbol atıklarından yaptığı tablo, Cumhurbaşkanı’na hediye edildi. Gaziantep Zeugma Mozaik tablosunu ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunarak sürdürülebilir sanat anlayışını bir adım daha ileriye taşıdı.
Serkan Şerefhanoğlu, sanatını sadece bir ifade biçimi olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olarak görüyor. İstanbul’da ve uluslararası prestijli fuarlarda kişisel sergiler açmayı ve çevre bilincini artırmayı hedefliyor. 2025 Londra Moda Haftası’nda Türkiye’yi temsil etmek üzere davet aldı. Dünyanın önde gelen markalarıyla kurduğu yenilikçi iş birlikleri ve sürdürülebilirliğe odaklanan projeleriyle sanatını global sahnede görünür kılmaya ve onu evrensel bir dile dönüştürmeye devam ediyor.
